Anksiyete Tedavisinde
Hangi Terapi Yöntemi Daha Etkili

Anksiyete, modern yaşamın en yaygın psikolojik sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

Sürekli endişe hali, panik ataklar ve sosyal kaygı gibi belirtilerle kendini gösteren kaygı bozuklukları, milyonlarca insanın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.

Neyse ki, psikoloji biliminin sunduğu etkili terapi yöntemleri ile anksiyeteyle başa çıkmak ve yeniden huzurlu bir yaşama kavuşmak mümkün.

Bu yöntemler arasında iki tanesi özellikle öne çıkıyor: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR). Peki, anksiyete tedavisinde hangi terapi yöntemi daha etkili: BDT mi, EMDR mi?

Bu yazıda, her iki terapi ekolünü de mercek altına alacak ve etkinliklerini karşılaştıracağız.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşüncelerinizi Yöneterek Duygularınızı Değiştirin

 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), anksiyete ve panik atak tedavisinde “altın standart” olarak kabul edilen, bilimsel etkinliği kanıtlanmış bir yöntemdir. BDT’nin temel prensibi, duygularımızın ve davranışlarımızın, olayların kendisinden çok, o olaylara ilişkin düşüncelerimiz ve yorumlarımız tarafından şekillendirildiğidir.

BDT Nasıl Çalışır?

Bir BDT sürecinde psikolog, danışanın kaygıya neden olan işlevsiz düşünce kalıplarını ve inançlarını tespit etmesine yardımcı olur. Örneğin, bir panik atak sırasında ortaya çıkan “Kalp krizi geçiriyorum, öleceğim” gibi felaketleştirici düşüncelerin aslında gerçekçi olmadığını ve bedensel belirtilerin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığını öğretir.

Terapi sürecinde danışanlar, bu olumsuz düşüncelere meydan okumayı, daha gerçekçi ve olumlu alternatifler geliştirmeyi ve kaygı anında kullanabilecekleri başa çıkma stratejilerini (nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri vb.) öğrenirler. Ayrıca, kaçındıkları durumlarla aşamalı olarak yüzleşmelerini sağlayan “maruz bırakma” gibi davranışsal ödevler de tedavinin önemli bir parçasını oluşturur.

BDT Hangi Durumlarda Etkilidir?

  • Yaygın anksiyete bozukluğu

  • Panik atak ve panik bozukluk

  • Sosyal anksiyete (sosyal fobi)

  • Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

  • Fobiler

EMDR Terapisi: Travmatik Anıların Yükünden Kurtulun

 

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR), özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisindeki başarısıyla tanınan güçlü bir terapi yöntemidir. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, EMDR’nin anksiyete, panik atak ve fobiler gibi travma kökenli olabilecek kaygı bozukluklarında da oldukça etkili olduğunu göstermektedir.

EMDR Nasıl Çalışır?

EMDR’nin temel varsayımı, anksiyete gibi pek çok psikolojik sorunun temelinde, geçmişte yaşanan ve beyin tarafından tam olarak işlenememiş travmatik veya rahatsız edici anıların yattığıdır. Bu işlenmemiş anılar, bugünkü durumlarda tetiklenerek yoğun kaygıya neden olabilir.

EMDR terapisinde psikolog, danışanın bu rahatsız edici anıya odaklanmasını isterken, aynı zamanda göz hareketleri, dokunsal uyaranlar veya sesler gibi çift yönlü uyarımlar kullanır. Bu işlemin, beynin iki yarım küresi arasında bir bağ kurarak, anının yeniden işlenmesini ve duygusal yükünün azalmasını sağladığı düşünülmektedir. Terapi sonunda kişi, anıyı yine hatırlar ancak artık eskisi gibi rahatsızlık hissetmez.

EMDR Hangi Durumlarda Etkilidir?

  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB)

  • Anksiyetenin altında belirgin travmatik yaşantıların yattığı durumlar

  • Panik ataklar

  • Fobiler

  • Sınav kaygısı ve performans anksiyetesi

SONUÇ

Her iki terapi yöntemi de anksiyete tedavisinde bilimsel olarak kanıtlanmış etkilere sahiptir. Hangi yöntemin daha uygun olacağı ise bireyin yaşadığı sorunun doğasına ve geçmiş yaşantılarına bağlıdır.

  • Eğer anksiyeteniz daha çok olumsuz düşünce kalıpları ve kaçınma davranışları ile ilgiliyse, BDT sizin için daha uygun bir başlangıç noktası olabilir.
  • Eğer kaygılarınızın temelinde geçmişte yaşadığınız travmatik bir olay veya rahatsız edici anılar yattığını düşünüyorsanız, EMDR bu anıların duygusal yükünü hafifleterek daha derin bir rahatlama sağlayabilir.

Anksiyete, yönetilebilir bir durumdur. Doğru terapi yöntemi ve uzman bir psikolog desteği ile kaygılarınızın hayatınızı kontrol etmesine son verebilirsiniz. Bu profesyonel desteğe, yaşam koşullarınıza en uygun şekilde ister yüz yüze ister online terapi olarak ulaşmak mümkündür.